SAMSUN HABER - TÜM BEL-SEN Samsun Şube Kadın Sekreteri Emine Uyarer, KESK Dönem yürütmesi adına Giresun'da 21 yaşındaki Hüseyin Can Gökçek tarafından boğazı kesilerek öldürülen 16 yaşındaki Sıla Şentürk ile ilgili açıklama yaptı.
Uyarer, "Akıl ahlak yasa… Her şeyin iflas ettiği bir ülkede yaşıyoruz artık. Okula gitmesi gereken, müzik dinleyip geleceği ile ilgili hayaller kurması gereken bir kız çocuğu sizin etkin uygulamadığınız yasalar yüzünden katledildi. Okulda olması gereken bir kız çocuğunu evlenmeye zorlayan bu ataerkil zihniyet ve onu destekleyen iktidarın bir türlü yürürlüğe sokmadığı etkin yasalar bugün onun vahşice öldürülmesine neden oldular. Bu ülkede çocuk ‘gelin’, çocuk ‘tutsak’, çocuk ‘işçi’ ve hatta çocuk ‘terörist’ yaratanlar onun çocuk olmasını sağlayamadılar. Yücelttiğiniz aile kurumu için onu nişanlayıp bugün vahşice ölmesinden sorumlu olanlar onu koruyamayıp katilini salanlar, bu yiten can hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu toplumun geleceği aydınlık yüzleri olan çocukların vahşice katledilmeleri karşısında vicdanlarınız rahat mı? Her gün katledilen kadınlar karşısındaki bu sessizliğiniz… Tüm bunlara karşı sessiz kalanlar tüm bu yitip giden canlarda hepiniz sorumlu değil misiniz?
Fail tutukladınız ya diğerleri? Kadınları ve çocukları koruyan yasalara göz dikenler, İstanbul Sözleşmesi’ni siyasi pazarlık yapanlar, evlilik yaşını 12’e çekmek isteyenler, fetva yazanlar, faillere iyi hal indirimi uygulayanlar, çocuğu koruyamayanlar… Onlar ne olacak? Eğer mevcut yasalar doğru ve etkin bir biçimde uygulansaydı, kadınların ve kız çocuklarının can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede usulsüz bir şekilde çıkılmasaydı, kadın ve kız çocuklarının katillerine kravat taktı diye iyi hal indirimleri yapılmayıp, yeterli cezalar verilseydi bugün Sıla hayatta olacaktı. Ve her gün en az bir kadını katleden erkek katiller bu cesareti asla bulamayacaklardı. Çocuklarımızın/kadınlarımızın canice ölümlerinin devamlılığını sağlayan sizin cezasızlığınızdır. Bütün bu vahşetin sorumlusu sizlersiniz. Her şeye rağmen geleceğimizi bu karanlık zihniyete gömenlerle mücadele etmeye devam edeceğiz. Çocuklarımıza, kadınlara adil bir yaşam hakkı sağlanana dek asla durmayacağız. Kadın ve çocuk cinayetlerinin de politik olduğunu haykırmaya devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz."
Uyarer, "Akıl ahlak yasa… Her şeyin iflas ettiği bir ülkede yaşıyoruz artık. Okula gitmesi gereken, müzik dinleyip geleceği ile ilgili hayaller kurması gereken bir kız çocuğu sizin etkin uygulamadığınız yasalar yüzünden katledildi. Okulda olması gereken bir kız çocuğunu evlenmeye zorlayan bu ataerkil zihniyet ve onu destekleyen iktidarın bir türlü yürürlüğe sokmadığı etkin yasalar bugün onun vahşice öldürülmesine neden oldular. Bu ülkede çocuk ‘gelin’, çocuk ‘tutsak’, çocuk ‘işçi’ ve hatta çocuk ‘terörist’ yaratanlar onun çocuk olmasını sağlayamadılar. Yücelttiğiniz aile kurumu için onu nişanlayıp bugün vahşice ölmesinden sorumlu olanlar onu koruyamayıp katilini salanlar, bu yiten can hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu toplumun geleceği aydınlık yüzleri olan çocukların vahşice katledilmeleri karşısında vicdanlarınız rahat mı? Her gün katledilen kadınlar karşısındaki bu sessizliğiniz… Tüm bunlara karşı sessiz kalanlar tüm bu yitip giden canlarda hepiniz sorumlu değil misiniz?
Fail tutukladınız ya diğerleri? Kadınları ve çocukları koruyan yasalara göz dikenler, İstanbul Sözleşmesi’ni siyasi pazarlık yapanlar, evlilik yaşını 12’e çekmek isteyenler, fetva yazanlar, faillere iyi hal indirimi uygulayanlar, çocuğu koruyamayanlar… Onlar ne olacak? Eğer mevcut yasalar doğru ve etkin bir biçimde uygulansaydı, kadınların ve kız çocuklarının can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede usulsüz bir şekilde çıkılmasaydı, kadın ve kız çocuklarının katillerine kravat taktı diye iyi hal indirimleri yapılmayıp, yeterli cezalar verilseydi bugün Sıla hayatta olacaktı. Ve her gün en az bir kadını katleden erkek katiller bu cesareti asla bulamayacaklardı. Çocuklarımızın/kadınlarımızın canice ölümlerinin devamlılığını sağlayan sizin cezasızlığınızdır. Bütün bu vahşetin sorumlusu sizlersiniz. Her şeye rağmen geleceğimizi bu karanlık zihniyete gömenlerle mücadele etmeye devam edeceğiz. Çocuklarımıza, kadınlara adil bir yaşam hakkı sağlanana dek asla durmayacağız. Kadın ve çocuk cinayetlerinin de politik olduğunu haykırmaya devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz."