Ramazân-ı Şerîf’in en müstesnâ vakti “Kadir Gecesi”dir. Allah Teâla Kadir sûresinde Kur’an-ı Kerim’in Kadir gecesinde indirildiğini ve bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu bildirmiştir. (bkn. Kadir Sûresi 1-5)Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bu gece hakkında: “Kadir gecesini, fazilet ve kudsiyetine inanarak ve sevabını yalnız Allah’tan bekleyerek ibâdet ve tâatle geçiren kimsenin -kul hakkı hâriç- geçmiş günâhları bağışlanır.” (Müslim, Müsâfirîn, 175) buyurmaktadır.Başka hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:“Ramazan’da Allâh’ın öyle bir gecesi vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Kim o gecenin hayrından mahrum kalırsa gerçekten büyük bir kazançtan mahrum kalmış olur.»” (Nesâî, Sıyâm, 5; Ahmed, II, 230, 385, 425)Bu gecede yapılacak ibadet ve duaların kıymeti 80 yıldan daha evladır.Kadir gecesi yapılması tavsiye edilen dua ve ibadetler...
1. Dua EtmekKadir Gecesi DuasıKadir gecesinde yapılacak en mühim ibâdetlerden biri duâdır. Nitekim Hz. Âişe (r.a.), Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e:“–Ey Allah’ın Rasûlü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sormuş,Fahr-i Kâinat (s.a.v.) Efendimiz de şöyle dua etmesini tavsiye etmişlerdir:kadirduasiOkunuşu: "Allahümme inneke afuvvün tuhibbul afve fa'fu annî"Anlamı: “Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla!...” (Tirmizî, Daavât 84. Ayrıca bk. İbni Mâce, Dua 5)
2. Namaz KılmakKaza NamazıHak dostları namaz borcu olanların bu mübârek gecelerde kaza namazı kılmalarını tavsiye etmişlerdir.
3. Kurʼan-ı Kerʼim OkumakKurʼân-ı Kerim’in indirildiği bu müstesna gecede yapılacak en güzel ibadetlerden biri de Kuran okumaktır. Allah dostları bu gecelerde çokça Kur'ân-ı Kerîm okunmasını tavsiye buyurmuşlardırAyet-i kerimede buyrulur:"Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir." (Kadir Sûresi 1-5)
4. Tevbe ve İstiğfar EtmekKadir gecesi rahmetin sağnak-sağnak indiği pek mübarek bir gecedir. Bu gece affedilmemiz için çokça tevbe ve istiğfar halinde bulunmamız gerekir. Zira Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bu gecede bağışlanmak için dua etmemizi tavsiye etmişlerdir. (bk. Tirmizî, Daavât 84)Ayrıca ne kadar günahımız olursa olsun Allah Teâla, şirke düşmeyenlerin günahlarını affedeceğini müjdelemiştir. (bk. Müslim, Îman, 279)Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de “Ben, günde yüz kere istiğfâr ederim...” (Müslim, Zikir, 42) buyurarark her gün istiğfar etmemiz gerektiği vurgulamıştır.
5. Salat-ü Selam GetirmekRasûlullah (s.a.v.) Efendimiz'e salavat getirmeyi Allah Teâla emretmiştir. (bkn. Ahzâb Suresi 56) Ayrıca Efendimiz (s.a.v.) salavat getirenin bütün sıkıntılarının giderileceği bildirilmiştir. (bkn. Tirmizî, Kıyâmet, 23). Bu gece Efendimiz’e (s.a.v.) çokça selam vermeli ve salavat getirmeliyiz.Nitekim Ayet-i kerîmede buyrulur:“Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler. Ey müminler! Siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (el-Ahzâb, 56)6. Hamd Etmek ve Şükür Halinde OlmakKadir Gecesi başka ümmetlerde olmayıp sadece Peygamber (s.a.v.) Efendimiz'in ümmetine mahsus muhteşem bir hazinedir. Bu mübârek gecede Rabbimize çokça hamd etmeli ve şükür halinde bulunmalıyız.Âyet-i kerîmede “Ölümsüz ve daima diri olan Allah’a güvenip dayan. Onu hamd ile tesbih et!...” (Furkân sûresi, 58) buyrulmaktadır.Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz de şöyle buyurmuşlardır:“Meşrû işlere Allah’a hamd ile başlanmazsa hayır ve bereketi kesilir.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 19; Ebû Dâvud, Edeb, 18)“Şükür, îmânın yarısıdır...” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 107)“Cenâb-ı Hakk’ın nîmetlerine hamd ü senâ, insanı nîmetin zevâlinden emîn kılar.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3836)“Allah’a hamdetmek şükrün başıdır. Allah’a hamdetmeyen bir kul O’na şükür etmemiştir.” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağir, no: 3835)7. Allah Teala’yı ZikretmekMübârek gecelerde Rabbimizi zikretmeye daha çok önem verilmemiz gerekir.Biz Allah Teâlâ’yı zikredince, Allah da bizi şanına uygun bir tarzda zikretmekte; rahmet ve yardımda bulunmaktadır. Kulluğumuzu kabul buyurmakta, tevbe ve istiğfarlarımızı işitmekte ve dualarımıza icâbet etmektedir. Hadis-i kudsîde şöyle buyrulur: “Kulum beni zikrettiğinde ben onunla beraberim. O beni kendi içinde zikrederse ben de onu zâtımda zikrederim. O beni bir topluluk içinde zikrederse, ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde zikrederim.” (Buhârî, Tevhid 15)Âyet-i kerîmede buyrulur:"O halde siz beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin ve sakın nimetlerime nankörlük etmeyin." (Bakara Sûresi 152)8. Sadaka VermekBu müstesnâ geceler de sadaka vermeye en güzel vesilelerdir. Fakir ve muhtaçları bu gecede daha çok sevindirmeli onların gönüllerini almalıyız. Allah yolunda infakta bulunup sadaka vermenin kişiyi pek çok tehlike ve belâlardan muhâfaza edeceği, buna ilâveten sadaka sahibini muhabbetullâha nâil eyleyeceği unutmamalıyız.Zira Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur:“Allah yolunda infâk edin! Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Bir de ihsanda bulunun. Zira Allah, muhsinleri (iyilikte bulunan, işini güzel yapan ve ihsan şuuru ile yaşayanları) sever.” (el-Bakara, 195)Efendimiz (s.a.v.) zengin-fakir her mü’mini infâka teşvik eder; bir hurmadan başka bir şeyi olmayan için; “Yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunun, onu da bulamazsanız güzel ve hoş bir söz ile korunun.” buyururdu. (Buhârî, Edeb, 34)9. Tefekkür EtmekBu mübarek gecede Rabbimizin verdiği nimetleri bol-bol tefekkür etmemiz gerekir. İnsanoğlunu mânevî zirvelere götürecek en büyük vâsıtalardan biri de sükûtun derinliklerine dalarak hakîkati tefekkür etmektir.Nitekim ayet-i kerimede buyrulur: “Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allâh’ı zikrederler, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler (ve şöyle derler:) «Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen’i tesbîh ederiz. Bizi Cehennem azâbından koru!»” (Âl-i İmrân, 191)10. HelalleşmekKıyâmet gününün dehşet verici hesâbından selâmetle çıkabilmek için bilhassa kul haklarından sakınıp hak sahipleriyle helâlleşmek zarûrîdir. Bu mübarek geceler bunun için en güzel fısaltalrdır. Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz, bu hususta ümmetine pek çok tavsiyelerde bulunmuşlardır. Nitekim bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:“Kimin üzerinde bir din kardeşinin ırzı, nâmusu veya malıyla ilgili bir hak varsa, altın ve gümüşün bulunmayacağı kıyâmet günü gelmeden evvel o kimseyle helâlleşsin!Aksi hâlde, kendisinin sâlih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktârınca sevaplarından alınır (hak sahibine verilir). Şayet iyilikleri yoksa, zulmettiği kardeşinin günahlarından alınarak onun üzerine yükletilir.” (Buhârî, Mezâlim 10, Rikàk 48)




