Kadir Gürkan Haber Gazetesi'ndeki işsizlik konusunda verilere dayandırdığı 'Gençlerimiz' başlıklı köşe yazısında şu ifadelere yer verdi,''TÜİK verilerine göre haziran ayında % 10,2 olan işsizlik oranı temmuz ayında % 10,7’ye yükselmiştir. (3 milyon 224 bin kişi) Yine genç nüfustaki işsizlik oranı aynı döneme göre yüzde 1,5’luk artışla % 19,8 olarak gerçekleşmiştir.
OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) 2015 verilerine göre , 15 – 25 yaş aralığında işsizlik oranında Türkiye % 29,8 oranla OECD ülkeleri arasında birinci sırada. Türkiye’yi sırasıyla İtalya, Yunanistan ve İspanya takip ediyor. En düşük orana sahip ülkeler ise İzlanda, Hollanda ve Lüksemburg.
Bu kadar rakamla sizleri neden yorduğuma gelince, ülkemizde gençlerimizin çalışma hayatına girememe gibi ciddi bir sorun var karşımızda.
Bu sorunun Ortaöğretim mezunu gençlerimizdeki kanımca en önemli sebebi mesleksizlik. Endüstri Meslek ve Teknik Liselerden mezun olmayan gençlerimizin çalışma hayatına giremeyişinin önündeki en büyük engel.
Ülke ve bireyler olarak, ülkemizde mühendis, doktor, avukat ihtiyacından çok daha fazla miktarda teknisyen, tekniker, hemşire vb. mesleklerde nitelikli personele ihtiyacımız olduğunu kavrayabilsek. İnsanlarımıza mesleklerine göre sosyal statü vermek alışkanlığından vazgeçebilsek…
Üniversite mezunu gençlerimizin çalışma hayatına katılımındaki göze çarpan en büyük sıkıntı ise eğitim sürecinde başlıyor. Doğru bölümü seçememe/yönlendirilememe, kendini güncellemesi/yenilemesi gereken bölümlerin dayatması, ülke ve dünya gerçeklerine uygun nitelikli beyaz yakalı işgücü ihtiyacımız konusunda objektif bir ihtiyaç analizinin yapılamamış olması.
Elbette nitelikli eğitim.
Konuyla ilgili diğer önemli bir detay ise gençlerimizden yeteri düzeyde girişimci çıkartamamamız. Gençlerimizin girişimcilik düzeyi ve eğilimleriyle ilgili yapılmış detaylı bir çalışmaya açıkçası rastlamadım. İletişim halinde olduğum gençlerimizin büyük bir bölümü ücretli çalışma eğiliminde. Hedefleri ve hayalleri girişimcilik üzerine olan gençlerimiz oldukça az sayıda. Desteklere erişim, haksız rekabet, girişimcilik bilincinin gelişmemiş olması vb. gibi nedenlerin objektif olarak analiz edilmesi gerekiyor.
Ülkemiz diğer ülkelere göre bir avantaj olarak kabul edilen genç nüfus avantajını ne kadar sürdürülebilir bilmiyorum ancak iş hayatına atılamayan gençlerimizin ekonomi ve sosyal hayatımıza olumlu katkı yapmayacağını öngörebilmek zor değil''
OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) 2015 verilerine göre , 15 – 25 yaş aralığında işsizlik oranında Türkiye % 29,8 oranla OECD ülkeleri arasında birinci sırada. Türkiye’yi sırasıyla İtalya, Yunanistan ve İspanya takip ediyor. En düşük orana sahip ülkeler ise İzlanda, Hollanda ve Lüksemburg.
Bu kadar rakamla sizleri neden yorduğuma gelince, ülkemizde gençlerimizin çalışma hayatına girememe gibi ciddi bir sorun var karşımızda.
Bu sorunun Ortaöğretim mezunu gençlerimizdeki kanımca en önemli sebebi mesleksizlik. Endüstri Meslek ve Teknik Liselerden mezun olmayan gençlerimizin çalışma hayatına giremeyişinin önündeki en büyük engel.
Ülke ve bireyler olarak, ülkemizde mühendis, doktor, avukat ihtiyacından çok daha fazla miktarda teknisyen, tekniker, hemşire vb. mesleklerde nitelikli personele ihtiyacımız olduğunu kavrayabilsek. İnsanlarımıza mesleklerine göre sosyal statü vermek alışkanlığından vazgeçebilsek…
Üniversite mezunu gençlerimizin çalışma hayatına katılımındaki göze çarpan en büyük sıkıntı ise eğitim sürecinde başlıyor. Doğru bölümü seçememe/yönlendirilememe, kendini güncellemesi/yenilemesi gereken bölümlerin dayatması, ülke ve dünya gerçeklerine uygun nitelikli beyaz yakalı işgücü ihtiyacımız konusunda objektif bir ihtiyaç analizinin yapılamamış olması.
Elbette nitelikli eğitim.
Konuyla ilgili diğer önemli bir detay ise gençlerimizden yeteri düzeyde girişimci çıkartamamamız. Gençlerimizin girişimcilik düzeyi ve eğilimleriyle ilgili yapılmış detaylı bir çalışmaya açıkçası rastlamadım. İletişim halinde olduğum gençlerimizin büyük bir bölümü ücretli çalışma eğiliminde. Hedefleri ve hayalleri girişimcilik üzerine olan gençlerimiz oldukça az sayıda. Desteklere erişim, haksız rekabet, girişimcilik bilincinin gelişmemiş olması vb. gibi nedenlerin objektif olarak analiz edilmesi gerekiyor.
Ülkemiz diğer ülkelere göre bir avantaj olarak kabul edilen genç nüfus avantajını ne kadar sürdürülebilir bilmiyorum ancak iş hayatına atılamayan gençlerimizin ekonomi ve sosyal hayatımıza olumlu katkı yapmayacağını öngörebilmek zor değil''
En büyük sorun mesleksizlik değil meslek edindirilmeyen gençlik.uydurma meslek edindirme diye bir program yapıyorlar iş gücünü sanayilére peşkeş çekiyorlar daha mesleğe geçiş yapmadan türlü bahanelerle kişiyi meslekten sogutuyorlar.Devlet babalığını yapmalı evladını üvey babaya bırakmamalı gençlik şuan uyuşturucuyu kendine sermaye edinmiş bütün mahalleler uyuşturucu baronlari tarafından parsellenmis mahallenin gencine çocuğuna bunu sattirarak gelir kapısı haline getirilmiş şimdi soruyorum bir genç günde 100tl uyuşturucudan kazanırsa başka bir meslek arayışında bulunurmu sanayi lere gidipte 3 5 kuruşa yağ kir pas içinde çalışır mı. Devlet mesleki edindirme kurslarını kendi açacak evladının tüm ihtiyaçlarını kendi karşılayacak sevgisini saygısını kendi gösterecek iyiyi kötüyü haramı helali öğretecek devlet geleceğini kendi yetiştirdiği öz evladiyla inşa edecek.